AYDOS KALESİ

Restorasyon Çalışmaları

Tarihi mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması kapsamında; Sultanbeyli Belediyesinin girişimleriyle 2010 yılında Aydos Kalesi’nin restorasyon çalışmalarına başlanmıştır. İlgili kurumlarla iletişime geçilerek izinler alınmış ve çalışmalar yürütülmüştür. İstanbul Arkeoloji Müzeleri denetiminde sur duvarları ve sur içi arkeolojik kazıları tamamlanmıştır. Ayrıca restorasyon süresince; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Orman ve Tarım Bakanlığı, Çevre , Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve İstanbul Valiliği ile iş birliği halinde çalışılmıştır. Titizlikle yürütülen çalışmalar neticesinde 2022 yılında çevre düzenlemeleri tamamlanıp dünya mirasına ”Aydos Kalesi” turizme kazandırılmıştır.

AYDOS KALESİ

Mimari Kalıntılar

Aydos Kalesi hakkında sıkça sorulan sorulara kolayca ulaşabilirsiniz.

Kale içerisinde 2010-2018 yılları arasında iki sezon halinde İstanbul Arkeoloji Müzeleri başkanlığında yapılan temizlik ve kazı çalışmaları sonucunda; kalenin ana unsurları olan surlar, surlara bağlı burçlar, seğirdim merdivenleri, kapılar, su sistemleri, sarnıçlar, kilise, konaklama ve yaşam alanları olduğu düşünülen mekanlar ile tahıl saklamak için kullanılan depo alanları açığa çıkarılmıştır. Kazılarda Bizans Dönemi buluntularının yanı sıra çok az sayıda Osmanlı ve tarih öncesi dönemlere ait kültür varlığı da ortaya çıkarılmıştır.

Burçlar ve Özgün Kale Kapısı
Burçlar ve Özgün Kale Kapısı
Aydos Kalesi; altısı iç savunma duvarına bağlı, altısı dış savunma duvarına bağlı olmak üzere mevcut on iki adet burca sahiptir. Surlara bitişik, yarım daire formlu burçlar; horasan harcı, yerel taşlar ve yer yer de tuğla kullanılarak inşa edilmiştir. I numaralı burç olarak isimlendirilen, özgün kale kapısının da bulunduğu burç, yapım tekniği itibari ile diğer burç ve kale duvarlarından farklı özellikler taşımaktadır. Bizans Dönemi duvar örgü sistemleri içinde “kaset duvar tekniği” olarak isimlendirilen ve daha çok XIII-XIV. yüzyıl özelliği gösteren bu teknik ile yapılmış olması, burcun bir dönem eki olduğunu akla getirmektedir. Kalenin bu en büyük burcuna çıkmak için yapılmış olan merdivenlerin (seğirdim merdiveni) bir kısmı ile askerlerin burcun en üstüne ulaştıklarında kullandıkları sekinin kalıntıları da özgün şekilde günümüze ulaşmıştır.
I Numaralı Sarnıç
I Numaralı Sarnıç
Aydos Kalesi’nin kuzeyinde bulunan I numaralı sarnıç, tuğla ve taş kullanılarak almaşık sistemde inşa edilmiştir.

Horasan harcının bağlayıcı olarak kullanıldığı sarnıçta iç duvar yüzeyleri su sızdırmazlığını sağlamak için özel bir harç ile sıvanmıştır. Sarnıcın su haznesinin mevcut durumu göz önüne alınarak yapılan ölçümlerde 300 m³ su depolama kapasitesine sahip olduğu görülmüştür. Sarnıca su temini sağlayan künkler kazı çalışmaları esnasında kalenin farklı noktalarında açığa çıkarılmıştır. Sarnıç içi kazı çalışmalarında Bizans Dönemi’ne tarihlenen günlük kullanıma yönelik tarım aletleri tespit edilmiştir.

II Numaralı Sarnıç
II Numaralı Sarnıç
Aydos Kalesi’nin doğusunda bulunan II numaralı bu sarnıçta yapılan kazı çalışmalarında sarnıcın dikdörtgen planlı olduğu ve güneye doğru hafif şekilde daraldığı görülmüştür. Sarnıcın kuzey duvarına bitişik dikdörtgen planlı bir eklenti mevcuttur. Sarnıcın su haznesinin mevcut durumu göz önüne alınarak yapılan ölçümlerde 450 m³ su depolama kapasitesine sahip olduğu görülmüştür. Sarnıç tabanında üst örtüyü taşıyan dikmelerin çerçevelerine ulaşılmıştır. Sarnıcın kuzeybatı köşesinde sarnıca su getiren künkler in-situ olarak tespit edilmiştir.
Kilise
Kilise
Kale içinde yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında Orta Bizans Dönemi’ne ait olduğu anlaşılan bir kilisenin kalıntıları açığa çıkarılmıştır. Üç nefte sahip kilisenin kuzey kısmında bitişik bir şapel yer almaktadır. Kilisenin apsis kısmında din görevlilerinin oturmaları için yapılmış Synthronon bulunmaktadır. Kilisenin bema kısmında yapılan kazılar sırasında dağınık halde bulunan parapet levha parçaları, parapet ayakları (templon payeleri), ambon ve ambon levhası bulunmuştur. Apsisisin iç yüzeyinin duvar resimleriyle süslenmiş olduğu kazılar sırasında bulunan fresk kalıntılarından anlaşılmaktadır. Kilisenin naosunun orta kısmında sütun, sütun kaideleri ile impost sütun başlığı bulunmuştur. Kilisede kullanılan mermerlerin Marmara Adası (Prokonnisos) mermeri olduğu görülmektedir. Kilisenin üst örtü sitemi hakkında yeterli bilgiye sahip olunamamakla birlikte mevcut verilerle kilisenin illüstrasyonu yapılabilmiştir. Kilisenin ismi ile ilgili net bir bilgi bulunmamakla beraber Bizans uzmanı Raymond Janin, Aydos ve çevresindeki manastırların çokluğundan bahsetmektedir. Bu manastırlardan isimleri bilinenler; Eumathios, Malelia, Marinakios, Mikhaelitzes ve Pylamis Manastırları, Galakrines Manastırı, Nikholaos Mystikes Manastırı, Büyük Ioannes Manastırı, Aziz Hypace, Aziz Mikhael, Aziz Romanos Manastırları, Aziz Mikhael Manastırı, Akritas, Aziz Tryphon, Aziz Demetrios, Theotokos Manastırları, Spina Manastırı’dır.
Tahıl Ambarı
Tahıl Ambarı
Kalenin kuzeydoğusunda yer alan ve kuzey-güney doğrultusunda uzanan yapı kalıntıları 21,06 metre uzunluğuna ve 8,43 metre genişliğine sahiptir. Yapı, birbiri ardına bitişik, dikdörtgen planlı dört ayrı bölümden oluşmaktadır. Günümüze ulaşan yapı kalıntısı, horasan harçlı moloz taş duvarlardan oluşmaktadır. Duvarlara yer yer odalar arası geçişi sağlamak için kapı boşlukları bırakılmıştır. Üst örtü ile ilgili herhangi bir veriye ulaşılamamış olup, çatısının ahşaptan yapılmış olduğu düşünülmektedir.

Yapı içerisinde karbonlaşmış buğday ve bakla kalıntıları tespit edilmiştir. Bununla beraber Roma döneminde tahıl depolama amacıyla inşa edilen granarium yapılarının planları ile Aydos Kalesi’nde açığa çıkarılan depo yapısının plan özellikleri bakımından birtakım benzerlikler göstermektedir.

Bu veriler bir araya getirildiğinde tespit edilen yapının kalenin deposu veya tahıl ambarı olabileceği düşünülmektedir.

Yapı, Aydos Kalesi gibi askeri bir yapıdaki bir yerde gıda stokunun saklanması açısından kritik bir öneme sahip olmuştur.